Köşe Yazarları
Cesaret mi, Gerçeklik mi Başarıyı Getirir?
Gülay Yıldırım Kavak
Sizinle bu hafta iş dünyasında yeni girişimciler için cesaretin ve gerçekçiliğin getirdiği başarıları konuşmak istiyorum.
Almanya’da iş kurmak kolay değil; her şeyin bir kuralı, bir planı, bir formu var. Çoğu zaman daha adım atmadan “bu olmaz” cümlesiyle karşılaşabiliyoruz. O zaman oturup planı tekrar yazmamız gerekiyor. Ama işte tam da burada devreye o meşhur Türk cesareti giriyor. Çünkü bazı hayaller kağıt üzerinde değil, çalışkanlıklarını sergiledikleri sahada şekilleniyor.
Cesur olmak mı, gerçekçi olmak mı? Aslında iş hayatında ikisi de gerekiyor. Almanya’daki Türk girişimciler bu dengeyi yıllardır ustalıkla sağlıyor. Gerçekçi oldukları için sistemin dilini öğreniyorlar, cesur oldukları için de o sistemin içinde kendilerine yer ediniyorlar. Alman iş kültüründe plan esastır; her adım hesaplanır, risk minimize edilir. Ama hayat bazen plana sığmaz. İşte o zaman sahneye Türkler çıkar. Bir şey ters giderse ‘hallederiz’ deriz ve genelde de hallederiz. :)
Almanya’da bugün yaklaşık 100 bin civarında Türk girişimci var ve bunlar 370 bin kişilik bir istihdam sağlıyor. Yani sadece kendi işlerini yürütmekle kalmıyor, başkalarına da iş imkânı yaratıyorlar. Yıllık ciroları ise 35 milyar euro civarında. Türk girişimciler özellikle gıda, lojistik, inşaat, otomotiv, sağlık ve sosyal hizmetler ile eğitim ve danışmanlık alanlarında yoğun olarak faaliyet gösteriyor.
İşin güzel tarafı, sadece ilk nesil değil; ikinci ve üçüncü nesil de Almanya’da fark yaratıyor. İlk nesil çeşitli sektörlerde deneyim kazanarak kendi yolunu açtı. İkinci nesil Alman eğitim sistemine entegre olarak meslek sahibi oldu. Üçüncü nesil ise artık akademik alanlarda, teknoloji ve dijital sektörlerde kendini gösteriyor. Veya var olan aile şirketlerinin daha kurumsal ve profesyonel olarak yöneterek büyümeye devam ediyor. Yani Türkler, iş dünyasında hem köklerini koruyor hem de Alman sistemine katkı sağlıyor.
Bence Türk girişimciler Almanya’da başarılarını defalarca kanıtladı. Cesaret ve gerçekçiliği dengelemek, sistemi anlamak ama gerektiğinde planı yeniden yazmak. İşte sır tam da burada yatıyor.
Almanlar yol haritasını çiziyor, Türkler de o yolu yürüyor…
Ve eğer siz de Almanya’da kendi yolunuzda emin adımlarla yürümek istiyorsanız, unutmayın: biraz cesaret, biraz sabır ve kararlılık yetecektir…
